“Gün beni geceye ilişkin rüyalardan uzaklaştırır ve yol açtığı hal buharlaşırken, yeniden canlandırmak için kendimi birçok imge ve kelimenin peşinden koşmaya zorlarım. Ve böylece sanatın cazibesi doğar. O kavanozu ve o kamburu al. O vücudu ve cinselliği al. O tuvali ve birkaç fırçayı al. Bir kağıt ve bir kalem al. Artık ne duman var, ne de rüyalar. Sabah sorgulanan bir çocuk neşesini ya da gecenin dehşetini tek bir unsur ile açıklar. “
Un rêve? Dois je m′inquiétée par un rêve?
Crevel, gazı açıp intihar etmeden önce küçük bir kağıda, “Bedenimi yakın. İğrenç.” Notunu yazmıştır. Öldüğünde 35 yaşında idi. Babası da kendini asarak son vermişti yaşamına.
Ander Breton ve şürekası sürrealizmi dünyaya duyurduğunda, ‘hassas’ Crevel bu akıma girdi. Fakat cinsel tercihi yüzünden hemen Breton tarafından dışlandı. Dali’ye göre (ki Crevel’i galiba en çok seven odur) sürrealistler içindeki tek gerçek komünist Crevel’di.
Kovulmasına rağmen sürrealizmden vazgeçmeyen Crevel, Breton’dan bile kat kat iyi sürrealist yapıtlar üretmiştir. Babylone ve Les pieds dans le plat (Bulaşmış) sürrealist edebiyatın başyapıtlarından kabul edilir.
Les pieds dans le plat için Ezra Pound uzun bir önsöz yazmıştır.
Babylone, küçük bir kızın (anlatılan ailenin kızı yani) “Ölüm nedir?” sorusu ile açılıyor. Belki de kötü geçen çocukluğundan beri kendisinin sorduğu soruyu bu kız çocuğu aracılığı ile tekrarlıyor. Dağılan bir aileyi bu kızın aynı zamanda kendi büyümesine tanıklık ettiği gözle okuyor okur.
Babylone, düşlerin, imgelerin beklenebileceği gibi çok yoğun olduğu, şiirselliğin doruğa çıktığı bir roman. Ama insanı zorlayan bir yapıt. Beynin kıvrımlarında alınan yol tabiî ki bu kadar kolay olmayacaktır.
Crevel bir yerde bir arkadaşına, “Yazar kendi metaforunu yaratabilmeli. Bu metafor da yazarın maskesini çıkaran bir metafor olmalı.” der. Babylon’u da bir metafor olarak düşünürsek kendi ailesinden başlayarak (babası intihar etmişti, romandaki baba da İngiliz bir kadınla kaçar - ölüm sevdiklerini kaçıran bir kadındır mı demek istiyor Crevel?-) yıllardır hastalıklı olan bedenini tutunduracağı tek yer olan edebiyat dünyasından da sürekli dışlanmasına dayanamaz ve Babylone’a veda eder.
