Salah Birsel okuyucusunu, daha doğrusu "tiryakilerini" yaratmış bir yazardır. Şiir, roman, İstanbul ve sanat çevreleri üzerine tarihsel denemeler (ki Salah Bey tarihi diye söz edilir oldu), günlükler ve denemeler... onun yazım dünyamıza armağanları.
Yıllar yılı harcadığı emek boşa gitmemiş. Elinizdeki "Bir Zavallı Sarı At" da onun, tiryakilerini mutlu edecek ve çoğu hiç yayımlanmamış denemeleri. Yakası açılmadık deyimler, sözcüklerle o ünlü biçemine (üslubuna) cirit attırıyor.
Birsel´e özgü deyimle tam "holdurhop" bir biçem! Bu kitabın ilk denemesinin sonlarında şöyle diyor kendisi:
"Ben denemelerimi kronometre ile ölçerim. Hiçbir olayı, hiçbir öyküyü gereğinde çok tutmam ekranda. Bu, şu demektir ki, denemelere Kaşıkçı Elmas´ı gözüyle bakarım. Her denememde de rozası altın değer yeni bir Kaşıkçı türetmeye çabalarım. "
Birsel´in kendisi için neden bunları söylemek gereğini duyduğunu da bu denemeleri okuyunca çok açık biçimde anlayacaksınız.
(Arka Kapak)
