"Yo siempre me había imaginado el paraíso bajo la especie de una biblioteca."
"Ben cenneti hep bir çeşit kütüphane olarak düşlemişimdir."
Jorge Louis Borges

20 Mart 2012 Salı

MUTLULUK HAKKINDA-ST.AUGUSTİNE

Tanrım, o halde nasıl oluyor da seni arıyorum? Çünkü seni aradığımda, mutlu bir yaşamdır aradığım Tanrım. Seni arayacağım, ki böylece yaşasın ruhum. Çünkü bedenim ruhum sayesinde yaşarken ruhumda senin sayende yaşar.

Nasıl oluyor da bugüne kadar hiç tatmadığım mutlu yaşamı, “bu kadar yeter” demek zorunda kalacağım diyene kadar arıyorum? Onu nasıl arıyorum? Hatırlayarak mı, sanki unutmuşum da unuttuğumu hatırlıyormuşum gibi? Ya da, daha önce hiç bilinmemiş ya da unuttuğumun ne olduğunu bile hatırlamadığım kadar unutulmuş, bilinmeyen bir şeyi öğrenmek isteyerek mi arıyorum?

Mutlu bir yaşam değil mi herkesin istediği, istemeyen bir tek kişi var mı? Nerede tanıdılar da onu bu kadar çok istiyorlar, nerede gördüler de onu bu kadar çok seviyorlar? Mutluluğa gerçekten sahibiz ama nasıl, onu bilmiyorum. Evet, bir başka şey ise; mutluluk içinde olduğu için zaten mutlu olanlar ve mutluluk umudu içindeki kutsanmışlar var. Bu ikinciler mutluluğa sahip olanlardan biraz daha alt seviyededirler ama ne gerçekten mutluluğa sahip ne de umut içinde olanlardan ise daha üstündürler.

Bunla birlikte, bir şekilde mutluluğa sahip olmamışların mutlu olmayı istememeleri kesin olmalı. Ama, istiyorlar da. Öyleyse onlar da, nasıl bilmiyorum, ama mutluluğu bilemeyeceğim bir bilgi sayesinde öğrenmişler ve bu da beni mutluluğun belleğimizde olup olmadığı konusunda şaşırtıyor; eğer öyleyse bizler bir zamanlar mutluyduk demektir bu.

… Eğer mutluluğu hiç tanımamış olsaydık onu sevmezdik. Adını duyduğumuzda hepimizin onu arzuladığını itiraf ediyoruz. Bizi mutlu eden bu sözcüğün çıkardığı ses değildir. Yunan biri bu sözcüğü Latince duyduğunda hiçbir şey anlamadığı için sevince kapılmaz ama biz Latinler bu sözcüğü duyunca nasıl seviniyorsak onlar da Yunancasını duyunca sevinirler.

Gerçekte Yunanların olsun, Latinlerin ve tüm dilleri konuşan insanların olsun özlemini çektikleri şey ne Latincedir ne de Yunanca. Bunu herkesin bildiğini bilerek, herkesin anlayacağı bir dilde “mutlu olmak istiyor musunuz?” diye sorsaydık kuşkusuz tüm insanlar mutlu olmak istediklerini söyleyecekti. Ve bu sözcüğün ifade ettiği şey belleklerinde kalmamış olsaydı böyle bir şey istemeleri mümkün olmazdı.

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

©2012 Kitap Önerisi


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
 
9