"Yo siempre me había imaginado el paraíso bajo la especie de una biblioteca."
"Ben cenneti hep bir çeşit kütüphane olarak düşlemişimdir."
Jorge Louis Borges

23 Nisan 2012 Pazartesi

RÜZGARIN GÖLGESİ-CARLOS RUIZ ZAFON

“Yayın dünyasında bir fenomen.”
El Pais
“Dumas Kulübü kadar çekici, The Mystery of tha Haunted Crypt gibi değişken ve Gülün Adı kadar karmaşık kurgusu muhteşem tasarlanmış. Yüzde yüz okunması gereken bir roman.” La Razon
“Mizah unsurları da taşıyan tarihi bir roman, ama... her şeyden önce trajik bir aşkın öyküsü... kalbin gizemini ve kitapların büyüsünü eşsiz bir biçimde dile getirirken, son sayfasına dek gerilimi de aynı tempoda tutuyor.”
La Vanguardia


“Burada artık hiç kimsenin hatırlamadığı, zaman içerisinde sonsuza dek unutulan kitaplar günün birinde okurların elinde düşecekleri saati bekliyorlardı.”
Unutulmuş Kitaplar Mezarlığı


Tutkulu bir gerilim romanı olan Rüzgarın Gölgesi İspanya’da Franco devrinde geçen güçlü bir edebi yapıt.
İspanya’da üç yıl önce yayınlanır yayımlanmaz büyük yankılar uyandıran Rüzgarın Gölgesi, kısa bir süre sonra en çok satan kitaplar listesine girmeyi başarır. Roman, Almanya ve İngiltere baskılarında da büyük başarı kazanır. Alman Dışişleri Bakanı Joschka Fischer, Zafon’un eseri için “Her şeyi bir kenara atıp bir gecede soluksuz okunacak bir roman... Büyük bir zevkle okunuyor,” diyor.

Barcelona’da bir kitapçının oğlu olan Daniel’den dinlediğimiz romanın konusu, harika bir buluşla açılır: “Unutulmuş kitaplar mezarlığı”. Romanın kahramanı Daniel, 1945 yılında, on yaşındayken kitapların esrarengiz dünyası ile tanışır. Bu fantastik yerin tarifinden sonra Ruiz Zafon ustalıklı bir dönüş ile romanın akışını devam ettirecektir. Roman, Daniel’in babasının oğluna yaptığı şu açıklama ile devam eder: “Geleneğe göre Unutulmuş Kitaplar Mezarlığı’nı ilk kez ziyaret eden kişi bir kitap seçmek zorundadır ve herhangi bir kitabı evlat edinen, onun kaybolmasına asla izin vermez onun her zaman yaşamasını sağlar.”

Esrarengiz bir yazar: Carax
İspanya’daki iç savaştan birkaç yıl sonra Barcelono’da kitapçı Daniel Sempere’nin oğlu Unutulmuş Kitaplar Mezarlığı’nda Rüzgarın Gölgesi adlı uzun yıllardır unutulmuş bir roman bulur. Kitabı okuduktan sonra esrarengiz bir düelloda öldüğü söylenen yazar Julian Carax hakkında bilgi edinmek genç çocukta bir saplantı haline gelir. Fakat Carax’ın eserlerini bulmakta zorlanır. Çünkü kimliği bilinmeyen bir koleksiyoncu kitapları birer birer bulup, yakarak ortadan kaldırmaktadır. Çenebaz, anti faşist, eski bir casus dahil birkaç karakterin de yardımıyla Daniel, Carax’ın yaşam öyküsünü parça parça birleştirmeye başlar ve ortaya marazi harika gotik bir melodram çıkar.


Rüzgarın Gölgesi’nin Daniel’in eline geçtiği duyulunca bazı kimseler kitabı almak için çocuğa cazip teklifler yapar… Ama Daniel kitaba karşı olan sorumluluğunu bilir. Fakat birisi yıllardır Carax’ın kitaplarını toplayıp onları yok etmeyi iş edinmiştir. Bir kitabın koruyucusu olmak aynı zamanda tehlike de içermektedir.
Daniel, yavaş yavaş 1920 ve 30’larda Paris’te, daha sonra da Barcelona’da başka eserleri de yayınlanan yazarın hayat hikayesini öğrenir.

Carax ve eserleri
Bir hayalet gibi varlığını sürdürmeye çalışan Carax, bir varyete kulubünde piyanistlik yaparak hayatını kazanırken diğer yandan da roman yazma çabaları içinde başarısızlıktan başarısızlığa koşar durur. Adamın yaşamının izlerinin çoğu yok olmuştur. Romanın akışı içinde Daniel, adım adım ilerleyerek yazarı tanıyanlardan onun hakkında ufak tefek bilgiler edinir. Fakat Lain Coubert (Carax’ın Rüzgarın Gölgesi adlı kitabındaki şeytan figürüdür) yıllardır yazarın tüm izlerini ortadan kaldırmaya özellikle de geride kalan kitaplarını yok etmeye çalışmaktadır. Romandaki sinsi karakter yalnızca Coubert değildir. 1950 yılında Barcelona cinayet masası baş dedektifliğine yükselen fırsatçı, sadist kötü adam Francisco Javier Fumero da garip bir şekilde tutkuyla Carax’ın peşine düşmüştür.

Daniel, yavaş yavaş tüm hikayeyi öğrenir ve zamanla bundan başka bir şey düşünemez olur. Bu arada kör bir kadına aşık olur. (Bir zamanlar Carax’ın romanlarına tutku ile bağlı olan birine) Kitapçı dükkanında çalışmaya gelen ve Daniel’e araştırmalarında yardımcı olan Fumero’nun kurbanlarından biri olan Fermin Romero de Torres’i adamın elinden kurtarır.
Daniel tahmin ettiğinden daha karmaşık ve gizemli olan Carax’ın öyküsüne kendini fena halde kaptırır. Daha sonra da parçaları birleştirir. Bazı karakterler, geçmişi inkar ederler. Daniel kendini bu kargaşanın ortasında bulur.

Roman ihtiras, intikam, karşılık görmeyen aşk, düş kırıklıkları ve biraz da kefaret
ödemeden oluşuyor. Daniel müthiş bir kahraman değil ama sempatik bir figür… Fazla hırsı olmayan, hataları fazlasıyla insancıl olan biri… Fermin ise her şeye çare bulan harika bir arkadaş… Romandaki diğer karakterler de tam yerlerine oturuyor.


"Burası gizemli bir yer Daniel, bir mabet. Burada gördüğün her kitabın, her cildin bir ruhu var. Onu yazanın, okuyanların, onunla yaşayıp onu düşleyenlerin ruhu. Bir kitap sürekli el değiştirir, birileri gözleriyle sayfalarını tarar, kitabın ruhu gelişir ve güçlenir. Uzun yıllar önce, babam beni buraya ilk kez getirdiğinde burası yine eski bir yerdi. Belki de şehrin kendisi kadar eski. Buranın ne kadar zamandır var olduğunu ve kim tarafından kurulduğunu kimse tam olarak bilmiyor. Bu yüzden sana babamın anlattıklarını anlatacağım. Bir kütüphane yok olduğu ya da bir kitabevi kapandığında unutulmaya terk edilen bir kitap olursa, burayı bilen bizler, yani buranın bekçileri o kitabın buraya getirilmesinden sorumluyuz. Zamanın içinde kaybolmuş, uzun süre kimselerin anımsamadığı kitaplar burada yeni bir okurun elleriyle buluşacağı günü bekleyerek sonsuza dek yaşar. Biz onları dükkanlarda alıp satsak da, gerçekte kitapların sahibi yoktur. Burada gördüğün her kitap bir zamanlar birilerinin en iyi dostuymuş. Şimdi yalnızca biz varız, Daniel. Böylesi bir sırrı saklayabileceğini düşünüyor musun ?

Geleneğe göre, burayı ilk kez ziyaret eden kişinin istediği herhangi bir kitabı seçip sahiplenmesi, yok olmasına asla izin vermemesi gerekiyor; böylelikle o kitap her zaman yaşayacak. Bu çok önemli bir sorumluluk. Bir ömür boyu. Bugün sıra sende.”

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

©2012 Kitap Önerisi


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
 
9