Aşk, Sen, Dua
Aşkının benimsenme umudu yoksa, gizlemelisin onu. Sessizlik
olursa, benliğinde yavaş yavaş sürdürür ışığını. Dünyada bir yön yaratır,
yaklaşmanı, uzaklaşmanı, girmeni, çıkmanı, bulmanı, yitirmeni sağlayan her yön
de seni çoğaltır. Sen yaşamak zorunda olansın.
Senin için hiçbir Tanrı güç çizgileri yaratmamışsa yaşaman söz konusu
olamaz.
Aşkın benimsenmemişse, bağlılığının ödüllendirilmesi için
boşu boşuna bir yakarış oluyorsa,
Susmak için yeterince ruh gücün de yoksa, bir hekim bul
bulabilirsen, iyileşmeye çalış. Çünkü aşkı yürek tutsaklığıyla karıştırmamak
gerekir. Dileyen aşk güzeldir, yalvaran aşk
uşak aşkıdır.
Aşkın bir manastırın ya da bir sürgünlüğün aşılmaz duvarları
gibi salt bir engelle karşı karşıyaysa, ama sevdiğin, görünüşte kör ve sağır
olmakla birlikte, sevgine karşılık veriyorsa, Tanrı’ya şükret. Çünkü yeryüzünde
senin için yanan bir lamba var demektir o zaman. Bu lambayı kullanmasan da ne
çıkar! Çünkü çölde can çekişen kişi ölmektedir, ama uzak bir evle zengindir.
Çünkü büyük ruhlar kurar da bunların en kusursuzunu seçip
sessizliğe kapatırsam, kendisinden kimsecikler bir şey alamazmış gibi gelir
sana. Oysa imparatorluğuma soyluluk katmaktadır işte. Uzaktan kim geçse secdeye
kapanır. Belirtiler ve mucizeler doğar.
Bir yararı olmasa bile, sana yönelmiş bir aşk varsa, sen de
bunun karşılığı olan aşkı duyuyorsan, ışıklar içinde yürürsün. Çünkü, Tanrı
varsa, karşılığı yalnızca sessizlik olan
dua büyüktür.
Ve aşkın benimsenmişse, sana açılan kollar varsa, bu aşkı
çürümekten kurtarması için dua
et Tanrı’ya, çünkü istediğine kavuşmuş yüreklerin
geleceğinden korkarım.
Çeviri: Tahsin Yücel