Iquitos, 8 Aralık,
1980
Sakin bir gün, boğucu bir hava. HarekeAtsizlik üzerine
yığılıp kalmış hareketsizlik, gökyüzünden aşağıya bakan bulutlar; yağmura
hamile, hüküm süren humma, büyük bir alanı bölüşen çeşitli haşerat.
Cangıl müstehcendir.
Günah, günah olarak görünmediği için onunla ilgili her şey günah doludur.
Cangıldaki sesler sessizdir¸ hiçbir şey kımıldamıyor ve baygın, hareketsiz bir
öfke duruyor üstünde her şeyin.
İpteki çamaşırlar kurumayı reddediyor. Bir
komplonun parçası olarak sinekler aniden iniyor masanın üstüne; istekleri
alaycı ve değişken. Küçük maymunumuz kafesinde sessizce gözyaşı döküyordu,
yaklaştığımda, bana baktı ve içimi yarıp geçerek dışarıda uzak, küçük kalbinin
bir yankı bulacağını umduğu bir yere ağladı.
Dışarı saldım onu, ama tekrar
girdi kafesine, ve şimdi orada sessizce gözyaşı dökmeye devam ediyor.
Çeviri: Behlül Dündar