"Bu dünyada, kuvvetli bir adamın tamamen zayıf olduğu bir anı
görmekten daha korkunç hiçbir şey olamaz.”
Jack London romanları bizi vahşi yaşamın içine çeken ve
insan olarak orada sorgulayan, araştıran romanlardır. Bunu en güzel
örneklerinden biridir Deniz Kurdu kitabı.
Yani Deniz Kurdu sırf bir serüven kitabı değildir. Kurt
Larsen ile anlatıcımız arasında geçen mücadele hiç azalmayan bir heyecan
fırtınası içinde geçerken diğer taraftan da süzülmüş felsefi bakış açıları ve
argümanlarla doludur.
Şunu da anlıyoruz London’nın öyküsünden: Bedenini bir silah
gibi kullanan insan aynı zamanda entelektüel bir boyut kazandırabilir kendine.
(Kurt Larsen felsefe ve şiir okuyan sıra dışı bir kaptandır)Ama bu onu kaba
gücü kullanmasından vazgeçirmez. Diğer yandan, yaşamın, mücadele gerektiren
sert yanıyla karşılaşmamış ama ilkel olmayan bir insan kısa sürede gerekli
mücadele yeteneğini kazanıp ayakta kalmasını bilecek olandır.
Kurt Larsen düşünen, yaşama kafa yoran ve bulduğu sonuçlara
göre yaşayan bir insandır. Bu ona vahşi hatta faşist bir görünüm vermekte. Onun
tek derdi yaşamda mücadele edebilenin ayakta kalacağı düşüncesine göre
yaşamaktır. Ekmeğini kazanmaktır derdi. Mücadele sadece doğa ile insan arasında
değil, insan ile insan ve nihayetinde kendisi ile olan mücadeledir. Ve bunun
ruhla, duyguyla, sevgiyle hiçbir ilgisi olmadığına inanır.(Ki, yanıldığı nokta
da budur) Çok ilginç bir ayrıntı var romanda: Bir köpek balığını adamlarından birinin
bacağını ısırdı diye balığı yakalar ve ağzına diklemesine bir demir yerleştirip
tekrar denize bırakır. Balık hiçbir şey yiyemeyeceği için açlıktan ölecektir.
*
Kaptan Larsen'in dünya görüşü:
"İnsan hayatını demek istiyorsun. Ama yediğin balık ya da hayvan etlerinin insanınkinden hiç bir farkı yok. Böylesine ucuz ve değersiz olan bir hayat için neden hasisce davranayım? Yeryüzünde gemilerden çok daha fazla denizci, fabrikalardan ve gemilerden çok daha fazla işçi var. Neden siz, karada yaşayan insanlar, zavallı insanlarınızı, kentlerinizin kenar mahallerinde sefil sokaklarınızda barındırıyorsunuz? Neden bütün hastalıkları ve açlığı onların üstüne yığıyorsunuz? Bir parça iş için vahşi hayvanlar gibi döğüşen insanlar gördün mü hiç hayatında?.."
"İnsan hayatını demek istiyorsun. Ama yediğin balık ya da hayvan etlerinin insanınkinden hiç bir farkı yok. Böylesine ucuz ve değersiz olan bir hayat için neden hasisce davranayım? Yeryüzünde gemilerden çok daha fazla denizci, fabrikalardan ve gemilerden çok daha fazla işçi var. Neden siz, karada yaşayan insanlar, zavallı insanlarınızı, kentlerinizin kenar mahallerinde sefil sokaklarınızda barındırıyorsunuz? Neden bütün hastalıkları ve açlığı onların üstüne yığıyorsunuz? Bir parça iş için vahşi hayvanlar gibi döğüşen insanlar gördün mü hiç hayatında?.."