"Yo siempre me había imaginado el paraíso bajo la especie de una biblioteca."
"Ben cenneti hep bir çeşit kütüphane olarak düşlemişimdir."
Jorge Louis Borges

8 Mayıs 2012 Salı

DÖRDÜNCÜ HAÇLI SEFERİ KRONİKLERİ-GEOFFROİ DE VİLLEHARDOUİN,HENRİ DE VALENCİENNES

Geoffroi de Villehardouin (1160-1212) Fransız şövalye ve tarihçi. IV. Haçlı Seferi'ne katılmış, yazdığı kronikte Kutsal Topraklar'a varmadan Konstantinopolis'te sona eren seferin komutanlarını savunmuştur.

Henri de Valenciennes Jugement de Nostre Seigneur ve Lai d'Aristote adlı eserleriyle de bilinen bir 13. yüzyıl tarihçisidir. IV. Haçlı Seferi Kronikleri, Geoffroi de Villehardouin'in Konstantinopolis'in Fethi ve Henri de Valenciennes'in İmparator Henri Tarihi adlı eserlerinden oluşmaktadır. Villehardouin amacından sapan IV. Haçlı Seferi'nin macerasını, Valenciennes ise Bizans'ta Latin imparatorluğu dönemini samimi ve güvenilir bir biçimde anlatmışlardır.

“Ve onlar; Türklerin elinde esir bulunan Kudüs’e acımanız ve Tanrı aşkına İsa’nın utancının intikamını almalarına yardım etmeniz için merhametinize sığınıyorlar.”

Haçlı Seferleri içinde en ilginçlerinden biridir 4.Sefer. Özellikle İstanbul tarihi açısından önemlidir. Ayrıca dini, ekonomik, politik sonuçları her biri kendi içinde tarihsel dönüşümler içerir.

İşte bu seferi birinci elden okuyabildiğimiz anıtsal bir kitap IV.Haçlı Seferi Kronikleri. 1200 başlarında başlayan hazırlıklar sırasında yine daha önce olduğu gibi bol bol “Türk’lerin elindeki Kudüs” söylemi duyulur.

4.Haçlı Seferi hep olduğu gibi ‘kutsal bir amaç’ adına başlatılmış bir eylemdi. Ve tarihe, böyle bir amaç için başlatılan bir proje nasıl yoldan saptırılıra en iyi örneklerden biri olarak geçmiştir. Aynı zamanda demek ki bir hristiyan birliği yokmuş denildiği kadar. Tersine bu olaydan sonra Ortodoks ve Katolik dünyası birbirinden nefret eder duruma gelmiştir. “Katolik külahı görmektense Türk sarığı görmeyi tercih ederiz” sözünün nedeni bu olaya dayanır.

1200’leri anlatan kitap aynı zamanda o günlerin coğrafyasını ve uluslarını  net bir biçimde anlatıyor.  Avrupa baronlarının yazışmaları, toplanışı, şövalyeler, hazırlıklar ve yola çıkış…Yüzlerce yerlerden geçiş, küçük çatışmalar, küçük öyküler kitabın zenginliğini oluşturuyor.

Ayasofya’nın üst galerisinde, Deisis mozağinin tam karşsındaki duvarın hemen dibinde bir mezar var. Üstündeki yazıdan Venedik Dükü Henrico Dandolo’nun burada gömülü olduğunu anlıyoruz. Seferin önemli adamlarından olan bu şahıs, İstanbul’da öldükten sonra buraya gömülür. Yıllar sonra kenti geri alan Bizanslılar mezarı açıp kemikleri sokak köpeklerine atarlar. Bu, Sefer’le ilgili küçük bir öykü.

Bu kitabı okuyan İstanbul’da dolaşırken bazı şeylere artık başka bir gözle bakacaktır. 

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

©2012 Kitap Önerisi


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
 
9