Sabato insanlık kadar eski, insanlar yaşadıkça var olacak
ruh hallerini Tünel'in ardından irdelemeye devam ediyor. Kahramanlar ve
Mezarlar'da, hem kendi karakterinin hem de ülkesinin geçmişindeki hayaletlerin
peşine düşüyor... Bu romanın konusu hakkında kısaca bir şeyler söylemeye
çalışmak kitaba haksızlık etmek olur. Güç ve kederin, aşk ve kuşkunun, ensest
ve cinayetin, politikanın karanlık labirentlerinde gezinen roman, daima kapının
eşiğinde bekleyen tehlikenin varlığıyla geçmişi anımsatıyor; geri dönüşlerle
kehanetleri birbirine harmanlayarak bizi Ernesto Sabato'nun felsefi ve edebi
evrenindeki ikinci yolculuğumuza çıkarıyor: Sınırlar yok oluyor, okur bulunan,
eriyen ve yeniden biçimlenen zamanın içinde Arjantin'in ve tüm insanlığın
varoluş nedenlerinin temel sorunlarında dolaşıyor; "vatan nedir, aile
nedir, aşk nedir, yuva neresidir" sorularına yanıt arıyor.
Kitabın "Körler Üzerine Soruşturma" balıklı bölümü
ise "roman içinde roman" biçiminde bir kurguya sahip. Rastlantının
olmadığı bir ortamda değişmez kaderiyle baş başa kalmış, bireysel özgürlükten
yoksun, politik baskı ve tarihin demir pençesi altında zor nefes alan bireyi
marazi durumundan kurtarmak için umutsuz bir panzehir arayışının olağanüstü
metaforu ve ürkütücü öyküsü çıkıyor karşımıza. Karmaşık kurgusu, varoluşçu
sorgulamaları, kara mizahla örülmüş dokusu, derin psikolojik ve mitolojik
imgeleriyle, "Körler Üzerine Soruşturma", bu kitabı görkemli bir
başyapıta dönüştürüyor.
Latin Amerika edebiyatının en etkileyici yapıtlarından biri
olarak kabul edilen Kahramanlar ve Mezarlar'la Sabato edebiyat severlere;
Hesse, Dostoyevski, Borges okurlarına "hodri meydan" diyor...
Geceleri rahat uyuyamayanlar; kurumlara, kimliklere, yüce
ülkülere, ilkelere inanmayanlar; sahte hayatlar yaşamak istemeyenler, isyankarlar,
kendi özbenliğini sorgulayanlar için...
“Ernesto Sabato nedense hak ettiği ilgiyi görmemişe
benziyor. Belki de tam tersi geçerli: Hak ettiği ilgiye kavuştu ve bunun sonucu
olarak da onu okuyanlar mümkün olduğunca ondan bahsetmemeyi tercih ediyorlar. Özellikle
bu kitabın içinde o ünlü, özel, tuhaf “Körler Üzerine Soruşturma” kısmını
okuduktan sonra.
Sabato’nun romanını okurken -özellikle orta bölümü- sanki
tekinsiz bir sokakta, geceleyin rüzgara karşı yürüyormuşsunuz gibi hisseder
insan. Bir an önce eve girmeliyim diye düşünen, acel adımlarla yürüyen bir
insan. Yoldan geçerken öyle çok ilginç, ürkütücü hayal mi, gerçek mi olduğu
anlaşılmaz görüntüler, imgeler çıkar ki ortaya bir an önce gitmek istediğiniz
yeri bile unutursunuz.
Aynı zamanda bir fizik profesürü olan Sabato’nun romanı
okuyanın aklını, düş gücünü açıklanamaz denklemlerle keyiflendiriyor.”