"Yo siempre me había imaginado el paraíso bajo la especie de una biblioteca."
"Ben cenneti hep bir çeşit kütüphane olarak düşlemişimdir."
Jorge Louis Borges

24 Mayıs 2012 Perşembe

MEDEA-SENECA

Seneca (İÖ 4-İS 65): Dilimize de çevrilmiş olan Tanrısal Öngörü ve Ruh Dinginliği Üstüne’nin de gösterdiği gibi çağının en önemli söylev ustalarından biri ve Antik Yunan tiyatrosunun öncü temalarını, kendi damgasını vurarak Shakespeare ve Hölderlin’e ulaştıran bir tragedya şairidir. Medea ise, çevirmeninin de vurgusuyla "antikçağ aşkının kara çığlığı", "aşk ve ihanet üzerine bir başyapıttır.


Amor timere neminem  verus potest *

Seneca’nın bu ünlü oyunu çok güzel bir çeviri ile dilimizde. Bu ünlü konuyu tiyaro eseri olarak ilk işleyen Euripides’tir. Ondan yaklaşık 500 yıl sonra bu kez Seneca işlemiştir.

Yazın tarihinin en ünlü “bir kadının kocasından intikamı” olarak bilinen bu öyküyü tabii kendi anlayışıyla işler Seneca. Örneğin, ilkinde Medea’nın başka bir ülkeden gelmiş ‘barbar’ bir gelin olması onun Helen ellerinde hor görülmesini, istenmemesini önemli bir neden olarak işlerken; Seneca’da bu neredeyse yok denecek kadar daha bir arka plana atılmıştır. Çünkü Seneca bir Roma yazarıydı. Oysa başka milletlere “barbar” gözüyle bakmak ilk çağdaki kapalı ve kolonist Helen topluluklarına özgü bir başık açısıydı. İlkinde Iason daha bir canlı ve kahraman karakterli iken Seneca’da neredeyse korkak, silik, yalvaran bir figüre dönüşmüştür. Bu da bizim dikkatimizi tamamen Medea’ya toplar.

Iason için ülkesini terk etmiş, öz kardeşini öldürmüş bir kadındır Medea. Yabancı bir ülkeye gelmiştir kocasının ardından. Ama geldiği yer, bu kadın onlara ne büyük iyilikler etmiş olursa olsun yine de bir “barbar”dır sonuçta. Iason kendi ırkından biriyle evlenmek zorundadır. On yıllık bir evlilikten ve iki çocuktan sonra baskılara dayanamayan Iason, karısı Medea’yı bırakıp kralın kızıyla evlenmeye razı olur.

Bu sadece evliliğini yitiren bir kadının intikam öyküsü değildir. Alttan alta bir “yabancılık, kimlik ve dışlanmışlık” öyküsüdür. Iason’un Medea’yı bırakmasının nedeni nedir? Tek bir neden var: Ne kadar güzel, sadık, akıllı, çocuklar doğuran bir anne, fedakar olursa olsun o son kertede bir “yabancı”dır.

Seneca metnin bir yerine nasıl bir dünyayı istediğini gizlice yerleştirmiş bence:

“…………….
 Atalarımız parlak çağlara tanık oldu,
 Yalandan dolandan çok çok uzak,
 Hepsi kendi kıyılarında dolandı, yavaş yavaş
 babalarının yurdunda yaşlandılar,
 azıcık mal mülk edindiler,
 doğdukları toprağın verdiklerinden
 başkasını tanımadı, bilmediler.
 ……………”

 Önerilen çeviri  Prof. Dr.Çiğdem Dürüşkan çevirisidir. Kitap Latince - Türkçe olarak çıktı.



* Gerçek aşk birilerinden korkacak kadar aciz olamaz.

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

©2012 Kitap Önerisi


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
 
9