"Yo siempre me había imaginado el paraíso bajo la especie de una biblioteca."
"Ben cenneti hep bir çeşit kütüphane olarak düşlemişimdir."
Jorge Louis Borges

24 Mayıs 2012 Perşembe

NATURAL NOVEL-GEORGİ GOSPODİNOV

“Her zaman içinde ağlayan insanların olduğu uzun bir tren ve gülen insanların olduğu kısa bir tren vardır. Gelgelelim, bir üçüncü tren daha vardır: içinde artık ne ağlayan ne de gülen insanların olduğu. En hüzünlüsü de bu üçüncüsüdür. İşte bu üçüncüsü hakkında konuşmak istiyorum.”

Bulgaristan’ın en özgün yazarlarından olan Gospodinov’un romanı böyle başlıyor.

Postmodern roman tekniklerinin ustalıkla kullanıldığı bu roman aynı zamanda kentli modern bir erkeğin kafa karışıklığını, biten evliliğini, sözü oradan oraya dolaştırarak, komik ve hüzünlü bir bir biçimde anlatıyor. Kitap hiç sıkmıyor okuyucuyu.


Bazı postmodern yapıtlarda öyle bölümler var ki; okur onları atlayıp ana öykünün peşinden gitmek istiyor. Oysa Gospodinov’un romanında ana öyküyle çok da ilgili görünmeyen kısımlar bile (tuvalet tarihi, sinekler, vb) keyifle okunuyor.


Kitabın adı ise “Doğal Roman”. Anlatılan her şey oldukça doğal çünkü. Erkek ile kadın, erkek ile yaşam, yaşam ile yazı ve yazı ile her şey.

Aynı zamanda roman sanatının da sorgulayan bir üstmetin bu kitap. Yaşamı ve yazıyı birbirine ilgisiz gibi görünen bağlarla eklemleyip neyin ne olduğunu iyice anlaşılmaz hale getiriyor. Tüm bu biçimsel denemelerin yanında, komikliği, ironik tavrı ve derin hüznü ile okurun elinden bitmeden düşmeyen bir kitap “Doğal Roman”.

Romanda bir yerde şöyle bir cümle geçer:

“Hiçbir zaman bir daha çocukken sevildiğimiz kadar sevilmeyeceğiz. Bu yüzden çocukluk öyle bir zalimliktir ki: Zalimliği çocukluğun arkasından gelende gizlidir. Tüm o sevgi nereye gitmiştir?”

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

©2012 Kitap Önerisi


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
 
9