Önüne çıkan bütün yolları yürüyüp hiçbir yere varamayan,
bütün duraklarda inip yolunu bulamayan, bütün kadınları isteyip vuslatı
tadamayan, yaşamı da ölümü de koca bir karadelik gibi algılayan, endişe, korku,
güvensizlik, yalnızlık, amaçsızlık, değersizlik, bencilik, bencillik, tüketim
fetişizmi gibi çağ hastalıklarını sıradanlaştırarak aşmaya çalışan bir adamın…
İnsanlar arasında insansız, dostlar arasında dostsuz, aşklar içinde aşksız,
tek başına çırpınışının…
İnsanın, derinlere kaçmış Beni ile aynadaki Suretinin, insanlık durumu ile
insanın durumu arasındaki en acımasız kavganın…
Öğrenilecek hiçbir bilgi, okunacak hiçbir kitap, açılacak hiçbir bayrak,
haykırılacak hiçbir slogan, tapılacak hiçbir Tanrı, ulaşılacak hiçbir hedef
kalmadığına inanan akil adamın, tek çare olarak akıl süzgecini elinden düşürüp
“rahatlayışı”nın öyküsü…
Aslında çağımız insanının öyküsü… Okuduktan sonra “rahatlık” hissedecek
misiniz?
*
“Kendisini problem olarak tanımlayan bir anlatım çözüm
sunmamalı.”
Geçen yüzyılın en ilginç yazarlarından Ernst Jünger’in
en tanınmış romanlarından biri Alaaddin’in Problemi.
Jünger, tartışmalı bir yaşam sürmüş bir yazar. Nazilerle bir
dönem ilişki içine girmiş olsa da çok geç olmadan ellerini onlardan çekebilmiş
biri. –kimine göre o hep onlardan biriydi- Romanları kadar deneme ve hatıra
yazıları ile de bir dönem büyük gürültü çıkarabilmiş bir yazar.
Alaaddin’in Problemi yine felsefi, sosyolojik, ütopik
öğelerle dolu. Ölüm, yaşam ve bunların karşısında modern insanın konumunu
Jünger kendine has fikirleri ve üslubu ile inceliyor. Klasik bir anlatım
tekniği ile başlayan öykü çok sonradan biçim değiştiriyor. Böylece anılardan
oluşan ilk bölüm ile fütürist son bölümün bir araya gelmesiyle iki ayrı biçimi
birleştiriyor bu roman.
İki dünya savaşını da yaşamış, asker olarak katılmış olan
Jünger ölüm,‘dünya’nın sonu’,
yokoluş konuları etrafında dönüp duran bir yazar. Buna paralel
‘güç’ kavramı da onun metinlerinin ortasına oturur. İster devlet olsun ister
birey, eline geçen güçle ne kadar güçlü olabilir? Güç ve zenginlik bireyin
sorunlarına bir çözüm bulur mu yoksa onun bomboş bir çölle, karanlık bir
yeraltı dünyası ile karşı karşıya gelmesini mi sağlar? –Alaaddin’in Lambası
mitosu işte burada öyküye giriyor.- Bu roman bize kendi evreninden bu soruların
yanıtı vermeye çalışıyor.
Felsefi, politik ve dini göndermelerle dolu romanda
Türkiye’den bir bölge de önemli yer tutmakta.