"Daha önce hiç bu kadar açık, bu kadar içten olmamıştı!
Ve yine kaybetmişti."
Romanın baş karakteri Johan Nagel de yazılmış en gizemli,
dokunaklı, ilginç karakterlerden birisidir.
Her büyük yazarın karakterleri gibi, onunkiler de takıntılı,
çizgi dışı ve hiçbir şeyden emin ve mutlu olmayan karakterler. Açlık ve Pan
romanlarının kahramanları iyi tanınır ama bu romandaki Johan Nagel unutulacak
gibi değil. Nagel karakterinin yanına Cüce adıyla tanınan bir başka
ilginç karakterin yerleştirilmesi Hamsun’un dehasını tartışılmaz yapar.
Özellikle çok sonraları Nagel’in Cüce hakkında yüzüne karşı söyledikleri
romanın tam bir zirvesi niteliğinde.
Deniz kıyısındaki bir kente gelen gizemli biridir Nagel. Bir
otele yerleşir ve etrafa bolca para dağıtır.
Karizması, zekası, fikirleri ile bir anda herkesi etrafına toplamayı başarır, kentin en güzel kızı ile de tanışır bu arada. Kimse bu cömert ve düşünceleriyle herkesi şaşkına uğratan gizemli kişi hakkında bir şey bilmez. Özellikle, Tolstoy ve İbsen gibi dev yazarlar hakkında söyledikleri, anlattığı yalan mı gerçek mi olduğu bilinmeyen tuhaf şahsi öyküleri ile her buluşmanın, partinin aranan ismi olmuştur.
Karizması, zekası, fikirleri ile bir anda herkesi etrafına toplamayı başarır, kentin en güzel kızı ile de tanışır bu arada. Kimse bu cömert ve düşünceleriyle herkesi şaşkına uğratan gizemli kişi hakkında bir şey bilmez. Özellikle, Tolstoy ve İbsen gibi dev yazarlar hakkında söyledikleri, anlattığı yalan mı gerçek mi olduğu bilinmeyen tuhaf şahsi öyküleri ile her buluşmanın, partinin aranan ismi olmuştur.
Öykü ilerledikçe Nagel’in Hamsun’un o büyük karakterlerinde
görülen özellikleri de ortaya çıkar, özellikle yüksek sesle düşündüğü
bölümlerde: Yabancı’dır Nagel.
Dostoyevski kahramanları gibi iniş çıkışları olan, sürekli fikir değiştiren, önüne gelen herkese olağanüstü bir insanla tanışmış gibi bakan biridir.
Nagel bir Raskolnikov, Prens Mişkin kadar güçlü bir edebiyat karakteridir.
Dostoyevski kahramanları gibi iniş çıkışları olan, sürekli fikir değiştiren, önüne gelen herkese olağanüstü bir insanla tanışmış gibi bakan biridir.
Nagel bir Raskolnikov, Prens Mişkin kadar güçlü bir edebiyat karakteridir.
Düşünceleri ile değil aynı zamanda kentte olan bazı olayları
da kendince yorumlamaya ve araştırmaya başlar.
Yaptığı birçok şey insanlara saçma gelir.
Eğer “workshoplar”dan çıkmış, her şeyi hesaplayan, zekasını göstererek okuyucuyu şaşırtmak isteyen suni yazarlardan olsaydı Hamsun, öyküde kullandığı birçok imgeyi, nesneyi, olayı sonlarda karşımıza yığardı.
Tabii o yazarlardan olmadığı için bambaşka bir sonla bitiyor kitap. Özellikle birden bire ortaya çıkan ‘yüzük’ ile ilgili bölüm kısa ama olabildiğince dokunaklı ve sarsıcı.
Yaptığı birçok şey insanlara saçma gelir.
Eğer “workshoplar”dan çıkmış, her şeyi hesaplayan, zekasını göstererek okuyucuyu şaşırtmak isteyen suni yazarlardan olsaydı Hamsun, öyküde kullandığı birçok imgeyi, nesneyi, olayı sonlarda karşımıza yığardı.
Tabii o yazarlardan olmadığı için bambaşka bir sonla bitiyor kitap. Özellikle birden bire ortaya çıkan ‘yüzük’ ile ilgili bölüm kısa ama olabildiğince dokunaklı ve sarsıcı.
Son bölümde –ki bir sayfa kadar bir şey- iki kadın
konuşurken Nagel’in nasıl olup da bazı şeyleri önceden görebildiğini söylüyorlar.
Ve birbirlerinin kollarına girip yola devam ediyorlar. Tıpkı gerçek büyük yazar ve kitaplar gibi. Onlar yollarına devam ederler.
Ve birbirlerinin kollarına girip yola devam ediyorlar. Tıpkı gerçek büyük yazar ve kitaplar gibi. Onlar yollarına devam ederler.