"Yo siempre me había imaginado el paraíso bajo la especie de una biblioteca."
"Ben cenneti hep bir çeşit kütüphane olarak düşlemişimdir."
Jorge Louis Borges

19 Haziran 2012 Salı

SEVİNÇ VE HÜZÜN-UMBERTO ECO

Aşağıdaki metinler Eco’nun Sulla Letteratura (Edebiyat Üzerine) adlı kitabından alınmıştır. Tamamı yaklaşık kırk-kırkbeş sayfa olan bir yazından iki küçük bölüm.

SEVİNÇ VE HÜZÜN

Romanlarımı nasıl yazdığım konusunda söyleyecek başka bir şeyim yok. Şu hariç: Romanlarımın yazılması uzun yıllar almalı. Bir yılda bir roman yazanları asla anlamamışımdır; yazdıkları harika olabilir, tabii ki beğenirim ama onlara hiç gıpta etmem. Bir roman yazmanın güzelliği canlı maç güzelliği değil, bir banttan yayın güzelliğidir.

Ne zaman romanlarımdan birinin daha sonuna geldiğimi anlayınca, hep keyfim kaçmış, sinirlenmişimdir. Eğer biraz daha devam edersem bunun kitabı sadece daha da kötüleştireceğini fark ettiğimde,-kendi iç mantığına göre- artık kitabın burada durmasının, böylece benim de orada durmamın zamanı geldiğini anlarım. Gerçek sevinç, güzellik,  parça parça yarattığınız ve artık sizin olan bir dünyada altı, yedi, sekiz ( ideali tabii ki sonsuza dek) yaşamaktır.

Roman bittiğinde hüzün başlar.

Hemen bir diğerini yazmak istemenizin tek nedeni budur. Ama yazacağınız şey sizi orada beklemiyorsa, bir an önce gitmeye çalışmak sonuç vermeyecektir.



YAZAR VE OKUYUCU

…sadece kendileri için yazdıklarını söyleyenler. Bunu diyenlere itimat etmeyin.  Sahtekâr ve yalancı narsisttir onlar.

Kendiniz için yazdığınız tek bir şey vardır: Alışveriş listesi. Almanız gereken şeyleri hatırlamanıza yardım eder ve alışverişi yaptıktan sonra artık yırtıp atabilirsiniz, çünkü kimsenin bir işine yaramaz. Bunun dışında yazdığınız her şeyi birine bir şey söylemek için yazar insan.

Kendime sık sık sormuşumdur: Eğer bana, ‘yarın büyük bir kozmik felaket olacak ve evreni yok edecek, böylece bugün yazdığın bir şeyi yarın kimse okumayacak’ deselerdi; bugün yazdığım şeyi yine de yazar mıydım?

İçgüdüsel olarak ilk yanıtım "hayır". Yazdığımı kimse okumayacaksa neden yazayım ki? İkinci içgüdüm "evet" diyor. Nedeni ise; ‘kim bilir, belki de bir yıldız bu felaketten kurtulur ve gelecekte bu işaretleri birileri deşifre edip okur gibi’ gibi çaresizce bir umudu hala besliyor olmamdır. Böylece yazmanın, Kıyamet arifesinde bile olsa, hala bir anlamı olurdu.

Yazan, yalnızca okuyucu için yazar. Sadece kendisi için yazdığını söyleyen ille de yalan söylemiyor; aynı zamanda korkutucu derecede Tanrıtanımaz. En katı seküler bakış açısından bile bu böyle.

Gelecekteki bir okuyucuya seslenmeyen yazar mutsuz ve çaresiz bir yazardır.

Çeviren: Behlül Dündar

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

©2012 Kitap Önerisi


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
 
9