Hemingway’ den bir şaheser, Yazarına Nobel Edebiyat Ödülü
kazandırmış olan “Silahlara Veda”, eşine az rastlanır bir roman... Kitapta
yalnızca savaş değil, aynı zamanda insanların korkuları, acıları ve duyguları
büyük bir ustalıkla anlatılmıştır. “Nasıl yararlandınız böyle?” diye sordu.
“Bakayım filmlere. Evet. Tamam. Bakıyorum demir gibisiniz. Kim bu güzel kız?
Sevgiliniz mi? Şu savaşın canı cehenneme. Nasıl, acıyor mu? Cesur bir
delikanlısın sen! Yeniden ayağa kaldıracağım seni. Acıyor mu? Hem de nasıl
desene! Canını acıtmayı seviyor şu doktorlar! Şu ana kadar neler yapıldı size?
Ameliyattan sonra ayıldığımda hala hayatta olduğumu fark ettim. İlaçla
uyuşturuyorlar, uyandığınızda kendinizi sarhoş gibi hissediyorsunuz. Yalnız,
safradan başka hiçbir şey çıkmıyor, sonra da kendinizi hiç de rahatlamış
hissetmiyorsunuz. Yatağın ayak ucunda kum torbaları var. Torbalar alçı
kalıbından dışarı uzanan demir çubuklara bağlıydı. Miss Gage başımda
bekliyordu. "Şimdi Nasılsınız?" dedi. "Daha iyiyim," dedim.
*
“İnsanlar savaşın ne kadar kötü olduğunu anlayınca,
durdurmak için ellerinde bir şey gelmiyor, çünkü çıldırıyorlar.”
Tuhaf bir yazardır Hemingway. Kısa cümleleri, uzun uzun
psikolojik incelemeleri yapılmayan karakterleri, zamanda sıçramalar,
bilinçakımı gibi zamanın gözde tekniklerinin kullanılmaması, karışık bir
anlatımdan çok diyaloglara –bizde bu bakımdan en çok Orhan Kemal böyledir-
dayalı yapıları ile dikkati çeker kitapları.
Silahlara Veda en ünlü ve iyi kitaplarından biridir. Yine
her büyük roman gibi otobiyografik gerçekler kitabın her yerini sarıyor. Bunu
edebi bir kaliteye yükselten ise yetenek ve üslup. Romanlarında tarihsel
gerçkler arayan, romanlarının bir dönemi, olayları falan tarihsel gerçeklik
içinde anlattığını sanan fena yanılır. Mesela Çanlar Kimin İçin Çalıyor′da
aslında İspanya İç Savaşı dekor olmasına rağmen, anlatıklarında bol bol maddi
hata vardır. Aslında bu bakımda Hemingway hiç güvenilmez biridir. Hatta
sahtekar bile denilebilir.
Hemingway’in romanları o kadar içki, kadın, aşk, bol bol
dostlarla sohbetler ile dopdolu olsa bile çok karamsar, hüzünlü, boğucu
kitaplardır. Kafka ile aynı sınıfa bile girer bu bakımdan. Silahlara Veda bunun
en güzel örneklerinden biridir.
Sonuçta iki dünya savaşına, Türk Kurtuluş Savaşına, İspanya
İç Savaşına bizzat şahit olmuş, katılmış hatta görev almış biridir. Kısa,
süssüz, eğretilemesiz biçimini büyük ölçüde gazetecilikten gelmesine borçludur.
Hemingway’in hemen her büyük romanında –özellikle Çanlar
Kimin İçin Çalıyor ve Silahlara Veda- kadınlarla ilişkileri çok tuhaf, gülünç
hatta gerçeküstüdür. Hemen aşık olur Hemingway’in erkekleri. Savaşın ortasında
bile iki aklıbaşında insanı aşk oyuncağı ile maymuna çevirir. Erkekle kadının
konuşmalarını okurken gülmek tutar. Ama birden dehşetle bunların insan
hayatında tam tamına böyle olduğunu görürsünüz. Sadece o ana kadar fark
etmemişsinizdir o kadar.
Büyük bir romandır Silahlara Veda. Neden büyüktür,
bilmiyorum. Gerek de yok zaten.