"Güzel tasvir etmek Refik Halid'in müktesep hakkıdır.
Onu lisandaki kuvvet bakımından ancak Flaubert ile mukayese edebilirim. Hatta
Flaubert'in ölçerek biçerek yazdığı cümleler onun âleminden daha merasimsiz
çıkabiliyor. Sürgün Türk dilinin Madam Bovary'sidir."
-Refi Cevat Ulunay-
-Refi Cevat Ulunay-
"Bilhassa Hilmi Efendi tipi Duhamel'in ölmez Salavin'i gibi edebiyat tarihinde unutulmaz bir hatıra olarak kalacaktır. İşte büyük sanat ve yaratıcılığın mucizesi... Türk dilinin bu eşsiz sanatkârına muhakkak ki en güzel üslubu borçluyuz."
-Halid Fahri Ozansoy-
"Sürgün üslup itibarıyla bir harikadır. Tahkiye, ruh ve karakter tahlilleri kudretli, insan ve memleket tasvirleri çok yüksektir. Eser baştan aşağı o devrin yıkılışını, dejenere tiplerini bütün açıklığıyla, yalnız karakter tahlilleri yapmak suretiyle bize göstermektedir."
-Suat Derviş-
*
“Gurbette kendisini himaye edilmiş görmek, bir şefkat sığınağında
bulmak ihtiyacı o kadar kuvvetlidir ki sürgünlerin pek çabuk, kolayca
birbirlerine bağlanmaları, aşık olmaları hep bu ihtiyaçtan ileri gelir. ...İnsan,
hapishane ve menfada; yüreğinin bütün muhabbet ve himaye kudretini bir mahluk üzerine
yerleştiremediği müddetçe avunmak, çileye katlanmak imkanını bulamaz;
mahpuslardaki kedi, kopek, kuş sevgisi, acizi ve ufağı korumak duygusu bundandır.”
Türkçenin büyük ustası Refik Halid Karay’ın romanı Sürgün,
bir anlamda kendi yaşamöyküsünün romanıdır. Çünkü yılllarca kendisidir sürgünde
kalan. En güzel öyküleri, romanları bu sürgünün, döndükten sonra bile
düşlerinden çıkmayan o günlerin anısıyla yazılmış olanlardır.
Romanın kahramanı
Hilmi Efendi‘nin Beyrut’a ayak basmasıyla başlıyor kitap. Bir avuç
eşyasını alıp başka, bilmediği yerlere gitmek zorunda olan insanları nasıl bir
yaşam bekler? Anlatım o kadar canlı ve gerçekçidir ki bu adamın nasıl bir suç
işleyip de buralara düştüğü değil, düştüğü yerdeki yaşama tutunma çabaları bizi
daha çok ilgilendirir.
Dağılan bir cihan imparatorluğunun kaybedilmiş topraklarında
sürüklenen bir avuç insan arasındadır Hilmi Efendi. Geride bıraktığı yaşamı ve
içinde bulunduğu durumu aynı anda düşünmek zorundadır.
Romanın ilerleyen bölümlerinde derinden derine psikolojik
çözümlemleri keskin bir gözlemden sonra ve bizzat kendisi de tecrübe ettiği
için başarılı bir şekilde yansıtabilmiş Refik Halid. Yakın tarihimizi
araştıranlar için de hazine değerinde imalar barındırıyor Sürgün.
Hapishane romanları, sürgün öyküleri bizzat oralarda
bulunmuş yazarların elinde gerçek bir ruh kazanır. Hele bir de bu eserler Refik
Halid gibi Türkçenin doruklarında oturan bir yazarın elinden çıkmışsa.,
Not: Yakın zamana kadar Refik Halid’in kitapları “günümüz
türkçesine uyarlanmıştır” ibaresiyle yayınlanmıştı. Bu Refik Halid’e yapılmış
büyük bir hakarettir. Onu sürgüne göndermekten daha büyük bir ceza. Neyse ki
yeni baskılar artık özgün hali ile yapılıyor. Alırken lütfen buna dikkat edin.