"Yo siempre me había imaginado el paraíso bajo la especie de una biblioteca."
"Ben cenneti hep bir çeşit kütüphane olarak düşlemişimdir."
Jorge Louis Borges

5 Aralık 2012 Çarşamba

KUCAKLAŞMANIN KİTABI-EDUARDO GALEANO

"Kimi zaman sonbaharda turistlerin Calella'dan ayrılmasından sonra ormandan ulumalar yükseldiğini duyardık. Ağaçlara bağlanmış köpeklerin ulumasıydı bu. Turistler köpekleri tatil sırasında yalnızlık çekmemek için kullanır, buradan ayrılacakları zaman da peşlerinden gelmesinler diye ormanın derinliklerindeki ağaçlara bağlayıp giderlerdi."

"Duvarlar Konuşuyor. Montevide, Ekonomi Bilimleri Fakültesi'nde: Uyuşturucu bellek kaybına ve şimdi aklıma gelmeyen başka zararlara yol açar. Şili Santiagosu'nda, Mapocho ırmağı kıyısında: Ne mutlu ayyaşlara ki Tanrı'yı iki kez görecekler. Buenos Aires'in Flores semtinde: Memeleri iri olmayan kız arkadaş kızdan çok arkadaştır."

""Bizi kendilerine dönüştürmeyi başaramadılar."  diye yazıyordur Cacho El Kadri mektubunda.
Uruguay'daki askeri dikta rejiminin son günlerindeydi. Kahvaltıda korku yemiştik, öğle ve akşam yemeklerinden de korku. Gene de bizi kendilerinden biri yapmayı başaramamışlardı."

Noel Gecesi
Fernando Silva, Managua’daki çocuk hastanesini yönetiyordu. Noel arifesinde gece geç saatlere kadar çalışmıştı. Patlayan havai fişekler gökyüzünü aydınlatmaya başlayınca artık gitme zamanının geldiğine karar verdi. Evde, bayramı kutlamak için onu bekliyorlardı.
Her şeyin yolunda olduğuna güven getirmek için son bir kez çevreyi gözden geçirirken arkasında yumuşak ayak sesleri duydu. Dönüp bakınca hasta çocuklardan birinin peşinden geldiğini gördü. Loş ışıkta bu kara bahtlı, kimsesiz çocuğu tanıdı. Şimdiden ölümle kırışmış olan bu yüzü, bağışlanmak, belki de izin almak ister gibi bakan bu gözleri biliyordu.
Fernando onun yanına gitti ve çocuk doktora elini verdi.
“Birilerine söyleyin…” diye fısıldadı çocuk. “Birilerine söyleyin benim burada olduğumu.”

Korku:

Günün Birinde sabahleyin bize bir kobay verdiler. Kobayı kafes içinde getirdiler eve. Öğleyin kafesin kapısını açtım.

Eve geceleyin döndüğümde kobayı aynen bıraktığım gibi buldum Kafesin içinde, parmaklığa yumuşmuş, özgürlük korkusuyla titriyordu.

Gönülle Beynin Evliliğine Övgü:

İnsan neden yazı yazar, benliğinin bölük bölük parçalarını birleştirmek için değilse? Okula ya da kiliseye girdiğimiz andan başlayarak, eğitim, bizi kesip biçer, parçalara böler; ruhu bedenden, gönlü beyinden ayırmayı öğretir bize. Ama Colombia kıyılarının balıkçıları etik ve ahlak konularında doktora yapmış olsalar gerek ki doğruyu söyleyen dili betimlemek için sentipensante, yani , hissederek düşünme deyimini yaratmışlardır.

Boşanmalar:

Bizimkisi ayırmacı bir düzendir: Susturulmuş kişilerin sorular sormasını önlemek, yalnız kimselerin birlik olmasını ve gönlün, kopuk parçalarını bir araya getirmesini önlemek için.

Düzen nasıl cinselliği sevgiden, özel yaşamı kamu yaşamından, geçmişi bugünden ayırırsa, duyguyla düşünceyi de birbirinden boş düşürür. Geçmişin bugüne söyleyecek bir sözü olmazsa tarih, düzenin eski rol kostümlerini sakladığı dolabın içinde uyumayı sürdürebilir.

Düzen bizim belleklerimizi boşaltır ya da süprüntüyle doldurur ve bu yoldan bize, tarihi yaratmak yerine yinelemeyi öğretir. Ünlü bir bilici, trajedinin kendini fars olarak yinelediğini söyler. Oysa bizim durumumuz daha da kötü: Trajedi kendisini trajedi olarak yineliyor.

Tüketici Uygarlığı:

Kimi zaman sonbaharda, turistlerin Calella'dan ayrılmalarından sonra, ormandan ulumalar yükseldiğini duyardık. Ağaçlara bağlanmış köpeklerin ulumasıydı buç

Turistler köpekleri, tatil sırasında yalnızlık çekmemek için kullanır, buradan ayrılacakları zaman da, peşlerinden gelmesinler diye ormanın derinliklerindeki ağaçlara bağlayıp giderlerdi.

Karıncalar:

Tracey Hill, Connecticut'ın bir kentinde yaayan küçük bir kız çocuğuydu ve oyalanmak için, Connecticut'da ya da bu gezegenin herhangi bir yerinde yaşayan bütün küçük melekler gibi o da kendine eğlenceler bulurdu.

Bir gün Tracey, kendi gibi küçük okul arkadaşlarıyla birlikte bir karınca yuvasının içine yanan kibritler atmaya başladı. Bu sağlıklı çocuk oyunu hepsine keyif veriyordu. Ne var ki Tracey, öteki çocukların görmediği ya da görmezden geldiği bir şey gördü ve bu onu adeta dondurdu ve hiç çıkmamak üzere belleğine kazındı: Ölümle yüz yüze gelen karıncalar çiftlere ayrılıyor ve böyle, ikişer ikişer, birbirlerine sokuşmuş vaziyette ölümü bekliyorlardı.

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

©2012 Kitap Önerisi


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
 
9