"Yo siempre me había imaginado el paraíso bajo la especie de una biblioteca."
"Ben cenneti hep bir çeşit kütüphane olarak düşlemişimdir."
Jorge Louis Borges

28 Mayıs 2012 Pazartesi

HEİDEGGER’İN GÖLGESİ-JOSE PABLO FEİNMANN

Martin Heidegger. Felsefe tarihinin en önemli isimlerinden biri. 1933'te yaptığı "Rektörlük Konuşması"yla Nazizm'e destek vermekle suçlanan, tarihin en büyük "entelektüel zanlısı."
Heidegger, bu konuda hep sustu. Ama artık konuşmak zorunda. Çünkü masada namlusu ona çevrilmiş bir tabanca duruyor, Almanya'nın iki büyük yenilgisine şahitlik etmiş, eski bir Luger.
José Pablo Feinmann, iktidar ve entelektüeller arasındaki ilişkiyi, mutlak gerçekliğin kuşkulu yanını, dehşetin akla uyduruluşunu ve zekânın aldatıcı yüzünü sorguluyor.
Heidegger'in Gölgesi tüyler ürpertici bir korku hikâyesi olarak da okunabilecek, felsefi bir roman.


Varlık. Zaman. Dünya. Nesne. Ölüm. Hiçlik

Felsefi romanların o insansız, eylemsiz örneklerinden değil bu kitap. Heidegger’in Nazizmle ilişkisini kurgusal bir dünyaya atarak onu, felsefesini ve etkilerini hayallemek gibi zor bir işin üstünden ustalıkla geliyor yazar. Zaten kendisi de bir felsefe profesörü şu an.

Heidegger’in Gölgesi adı bir kere ilginç. Heidegger son kalemde bir düşünürdür, yazardır.
Söylediğimiz şeylerin insanlar üzerinde mutlaka etkisi olur bu dünyada. Ama sonuçta her insan kendi eylemlerinden sorumludur. Düşünceler zihnin gölgeleridir. Üzerimizi örterler ama gölgeden çıkmak da bizim elimizde olan şeydir.

İşte bu yüzden Heideggeri aslında bir bakıma koruma altına alıyor öykü. Ama ona da o kadar kolay olmadığını gösterip ona bir soru soruyor. Büyük filozofun suskunluk ile karşıladığı bir soru. Suskunlukla karşıladığınıza göre suçlusunuz demektir.

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

©2012 Kitap Önerisi


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
 
9