"Yo siempre me había imaginado el paraíso bajo la especie de una biblioteca."
"Ben cenneti hep bir çeşit kütüphane olarak düşlemişimdir."
Jorge Louis Borges

14 Haziran 2012 Perşembe

İNATÇI KERABAN-JULES VERNE

Keraban Ağa'nın on paralık vergiyi ödememe inadıyla başlayan zorlu Karadeniz yolculuğu sürüyor.


Keraban ağa ve dostları, hem yolculuğun zorluklarıyla mücadele ederek ilerliyor hem de birbirinden şaşırtıcı olaylar ve tehlikelerle karşı karşıya kalıyor. Öykünün sonunda ise okuyucuyu akıllara durgunluk veren bir sürpriz bekliyor.


Jules Verne, İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu, Türkler ve Karadeniz'le ilgili düşüncelerini serpiştirdiği romanın bu ikinci cildinde, "Osmanlıların en inatçısı"nı Sinop, Sürmene, Çayeli, Pazar, Hopa gibi birbirinden güzel pek çok Karadeniz yöresinde dolaştırıyor.

*
Büyük usta Jules Verne’nin iki ciltlik bu kitabı bizden birini anlatıyor.

Keraban Ağa’nın bu sıradışı öyküsünün yanısıra satır aralarından, kahramanların ağızlarından o günkü Türkiye ile ilgili o kadar çok ilginç şeyler buluyoruz ki, yazarın bilim, keşifler, icatlar arasında bir de uzun zamandır ülkemizi gözlemlediğini anlıyoruz.



Kereban Ağa basit bir inatçı tüccar değil, aynı zamanda politik bir duruş sahibi. Hakkını söke söke alan biri. Batıyı biliyor, dostları var ama doğulu olmaktan da hiç gocunmuyor. Bir kuruşun bile hesabını soruyor ama bir kuruş için 100 bin lira harcamaktan da çekinmiyor.



Ana öykünün dışında aradaki yan öykücükler, özellikle Trabzon’da handa geçen olay, kitaba keyif katıyor. O yolculuklar ve Verne’nin vazgeçilmez metaforu zamanla yarış yine başrolde.



Değişik, eğlenceli ve bu topraklarda geçen bir macera. Belki bir gün filmi bile yapılır.

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

©2012 Kitap Önerisi


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
 
9