"Yo siempre me había imaginado el paraíso bajo la especie de una biblioteca."
"Ben cenneti hep bir çeşit kütüphane olarak düşlemişimdir."
Jorge Louis Borges

25 Mart 2012 Pazar

EUROPENA:YİRMİNCİ YÜZYILIN KISA TARİHİ-PATRİK OUREDNİK

Savaşlar, felaketler, toplu kıyımlar, isyanlar, devrimler ve tarihin değirmeni yirminci yüzyıl... İnsanlığın varıp varacağı o en keskin dönemeçte dağılan, yok olan, farklılaşan, eskisine hiç benzemeyen yaşamlar... Yirminci yüzyılı gotik bir resmin tekinsiz kıvrımlarıyla haritalandıran Ourednik, insanlığın yeni bir yüzyıldaki akıbetine de yalvaçça bir pencere aralıyor. İnsanın kendi çıkışsızlığından devşirdiği umudu bir kara büyünün ezberiyle doluyor diline. Unutarak, yeniden başlayarak, kekeleyerek.

Son yılların en dikkat çekici kara mizah ustalarından Çek yazar Patrik Ourednik, benzerine kolay rastlanamayacak bir anlatıyla çetelesini tutuyor geçmiş yüzyılın.

“Kurgusal Olmayan Kara Mizah

Çek yazar Patrik Ourednik bu kitabı yazmaya başlarken kullanacağı anlatım tekniğine, 20. yüzyılın anahtar sözcüklerinin neler olduğunu kendine sorarak ve yanıtlayarak karar verir. İlk sözcükler ‘acelecilik’ ve ‘telaş’tır. O halde acelesi varmış gibi görünmelidir metin. Sonra; ‘infantalizm’ kavramını 20. yüzyılın gizli niteliklerinden sayar, o halde çocuksu bir anlatım olmalı der. Son olarak da ‘bilim’in bu yüzyılın temel sözcüklerinden biri olduğuna karar verir ve metnin böyle bir dille yazılmasına girişir. Kitap yukarıdaki üç sözcükten biri gereği acele bir anlatımla ilerler.

125 sayfalık bir tarihte gezinti yaparız kitapla, gözümüzle değil kulağımızla yaptığımız bir gezidir bu. İki dünya savaşı, soğuk savaş yılları, devrimler, ülkeler… Anlatıcı kendini o kadar ustaca saklar ki varlığını hiç hissetmeyiz bile. Kuşkusuz kitabı tanımlayacak olmazsa olmaz kavram; kara mizah, ironi ama bir ondan çoğu gerçekliktir.

Anlatılan tarihtir ama bir tarih kitabını okuduğumuzu düşündürtmez bize. Bunun da en önemli nedeni bu yüzyılda olan olayların tarihsel gerçeklikten, insanlığın traji komik öykülerine dönüşmesidir. Bugünü ve geleceği tarihe bakarak biçimlendirmeye çalıştığımız zaman okumamız gereken klasik tarih kitapları değil, böyle metinlerdir.

Bu kitap, insanın onca iş güç arasından kendine birkaç saat çalıp bir kafede, çay bahçesinde insanın bir solukta okuyacağı kitaplardandır. İsmet Birkan’ın Fransızcadan yaptığı çevirisinin kusursuzluğuyla şimdiden bir klasik…”

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

©2012 Kitap Önerisi


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
 
9