Türk edebiyatının en önemli kalemlerinden biri olan Orhan
Kemal'in başyapıtlarından biri olan 72. Koğuş, insan haysiyetinin düşebileceği
en dipsiz kuyunun hikâyesidir Tüm yapıtlarında her şeye rağmen insana olan
inancını ve sevgisini korumuş olan Orhan Kemal, bu derin çukura yuvarlanmış
olan insanların, en yakınını bile üç kuruşa vurabilecek kadar alçalmış
olanların dünyasını bir koğuşun karanlığında anlatırken bile direnişin sesini
duyuruyor okurlarına. Alçalışın bile yok edemeyeceği insanlık onurunu dile
getiriyor.
Orhan Kemal'in kitapları bîr okurun hayatta rastlayabileceği o çok nadir hazineler arasında yer alır. Çok az yazar okurunun dünyasında onun kadar iz kakır, çok az yazar okurunu onun kadar biçimlendirir. Orhan Kemal umudu ve aydınlığı yeniden kazanmamız için yol gösterir bize. Orhan Kemal'in kitapları bîr okurum hayatta rastlayabileceği o çok nadir hazineler arasında yer alır. Çok az yazar okurunun dünyasında onun kadar iz kakır, çok az yazar okurunu onun kadar biçimlendirir.
Orhan Kemal'in kitapları bîr okurun hayatta rastlayabileceği o çok nadir hazineler arasında yer alır. Çok az yazar okurunun dünyasında onun kadar iz kakır, çok az yazar okurunu onun kadar biçimlendirir. Orhan Kemal umudu ve aydınlığı yeniden kazanmamız için yol gösterir bize. Orhan Kemal'in kitapları bîr okurum hayatta rastlayabileceği o çok nadir hazineler arasında yer alır. Çok az yazar okurunun dünyasında onun kadar iz kakır, çok az yazar okurunu onun kadar biçimlendirir.
*
"72.Koğuş, bütün cezaevlerinde olduğu gibi
cezaevlerinin en yoksul, yoksul olduğu için de en pis koğuşuydu. Buranın
insanları ayağa kalkmış birer solucandılar."
Gerçekçi edebiyatımızın köşe taşlarından biri olan Orhan
Kemal’in, önce uzun öykü sonra da tiyatro oyunu olarak yayımlanmış yapıtı
bugünlerde sinemaya da aktarılmış oldu.
Orhan Kemal ilk kısa öyküsünden son romanına dek biçim ve
içerik olarak pek taviz vermeden yazmıştır. Çokça Gorki, Panait Istrati ile
aynı kulvara konsa da kendine has bir dünya ve anlatım yaratabilmiş, yaşadığı
toplumu ve zamanı çok iyi gözlemlemiş, bunları da eserlerinde temiz bir dil ile
anlatmıştır.
72.Koğuş, yalnızca hapishanede değil, hapishanenin en
berbat, en yoksul, en unutulmuş kısmında geçen bir öyküdür. Hapishanelerde
böyle bir koğuşun olduğunu öğrendikten sonra yazarımız bizi artık bu insanlık
dışı koşullarda yaşayanların içinde gezdirir. Şartlar ne olursa olsun yaşam
denilen o büyülü şey herkesi burada da içine çeker.
Baştan sona bu koğuştaki bir avuç insanın dramı,
çekişmeleri, sevinçleri, kıskançlıkları, dostluk ve düşmanlıkları hiç sekmeden
tam isabet gerçeklikle verilirken aynı zamanda elle tutulmayan bir aşkı da
barındırır içinde öykü.
Orhan Kemal çok sade ve dolambaçsız yazıyor gibi görünse de
bu ucuz bir okumadan başka bir şey değildir. Ayrıca genelde aydınlık
gerçekçiliğin yazarı diye bilinen, tüm olumsuzluklara rağmen hep iyimserlikle
yazan Orhan Kemal, bu kitabında iyimserliğini bir kenara bırakıp gerçekliği en
acımasız haliyle ortaya koymuştur. Bu gerçekçi öykünün içine fantastik bir aşkı
da koyarak çok katmanlılık ne demek gayet güzel göstermiş oluyor usta yazar.
Bu kitabın tek bir kahramanı vardır, o da koğuşun kendisi.
Zaten bir süre sonra herkes tek tek kuş gibi ölüp ya da uçup gider ama koğuş
kalır.