"Yo siempre me había imaginado el paraíso bajo la especie de una biblioteca."
"Ben cenneti hep bir çeşit kütüphane olarak düşlemişimdir."
Jorge Louis Borges

10 Haziran 2012 Pazar

DAMGA-REŞAT NURİ GÜNTEKİN

'Damga', Reşat Nuri Güntekin'in kısa romanlarından biri. Güntekin, çocukluk anılarının dile getirildiği eski İstanbul günlerini anlatıyor. Vedia'ya duyulan büyük aşkın, sonunda boş bir kuruntu nedeniyle umutsuzluğa dönüşmesini hüzünlenip severek okuyacaksınız. Özlenen bir evliliğin gerçekleşmemesi, büyük bir düş kırıklığına yolaçıyor.


“Hayatımı bir vehme kurban etmişim.”

Genelde romanlar açılış cümleleri ile hatırlanır ama Damga, kapanış cümlesi ile belleklere kazınan bir romandır.

“O kadar ıvır zıvır okumuşum da, bu kitabı nasıl atlamışım,” diye sordum kendime okuyup bitirince. Okuduğum en güzel kitaplardan. Yüze atılan bir tokat gibi. Hazin ama gerçeklerle dolu. Muhteşem bir dil ve edebiyat şöleni.

Yazarın ustalığı her yerde görünüyor. (Yine belirtelim, ustalıktan kastım, ‘yazar atölyesi’ denenen rezilliklerin öğrettiği numaraları yapmak değil, ruhtan ve yetenekten gelen gerçek ustalık.) Özellikle küçük küçük ayrıntılar bir iğne gibi batıyor okuyucunun ruhuna. (İnci kolye, iş arama günleri vb. gibi) Bir basit halk masalını alıp,  ustaca bir romanın en merkezine yerleştiriyor, ve ardından tüm öyküyü bizi hayretlere düşürecek bir yere götürüyor Reşat Nuri.

Aşk uğruna yaptığı bir hareketin nasıl tüm yaşamını değiştirdiğini biraz da acımasızca anlatıyor kitap. Sanki bize masallara, öykülere fazla kapılmayın der gibi. Yaparsak da romanın kahramanı İffet’in düştüğü acıklı duruma düşeriz ama geride de böyle bir anı bırakırız işte. 

Akıldan kalbe giderken sorun değil de, kalpten akıla giderken hep kaybolur insan.
Nabokov’un Karanlıkta Kahkahası, Pamuk’un Masumiyet Müzesi kitaplarını kat kat aşan bir roman Damga.

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

©2012 Kitap Önerisi


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
 
9