"Yo siempre me había imaginado el paraíso bajo la especie de una biblioteca."
"Ben cenneti hep bir çeşit kütüphane olarak düşlemişimdir."
Jorge Louis Borges

17 Haziran 2012 Pazar

YORGİOS SFRANCİS’İN ANILARI-YORGİOS SFRANCİS

Yeni bir çağın başlangıcı olan İstanbul'un fethi ile ilgili kaynaklar oldukça sınırlıdır. XV. yüzyılı anlatan Osmanlı kaynaklarının büyük bir kısmı daha sonraki yüzyıllarda kaleme alınmış eserlerdir. Bu yüzyılda yaşamış olan ve Osmanlı-Bizans ilişkilerini anlatan dört büyük Bizans tarihçisi vardır. Bunlardan birisi de bu çalışmaya konu olan Yorgios Sfrancis'dir. O İstanbul'un fethini gören ve yazan son Bizanslı tarihçi olmasına rağmen eseri günümüze kadar Türkçeye çevrilmemiştir. Sfrancis adıyla İstanbul'un fethini anlatan kitaplar yayınlanmış olmasına rağmen gerçekte bunlar onun çalışmasıyla ilgili olmayan çevirilerdir. Konuyla ilgili notlar ve değerlendirmelerle zenginleştirilmiş bu çalışma, İstanbul'un fethini gören gerçek Sfrancis'in eserinin sadece fetih kısmını değil bütününü kapsamaktadır.


1. "Zavallı Yorgios Sfrancis, protovestiaritis,  sözde keşiş Grigorios, mutsuz hayatı boyunca kendisinin yaşadiğı hadiseleri  ve bir takim başka olayları yazdi.  Çocukken ölmüş olmam veya doğmamış olmam benim için iyi olurdu. Ancak bu olmadığından dolayı..." Daha kitabının en başında bu satırları yazması o yazarı hemen  benim yazarım yapmaya yeter de artar bile.
2.  Sfrancis İstanbulun Fethi’ne şahit olmuş tek Bizanslı tarihçidir.  Kitabı okurken sanki Sfrancis’le yeni tanışmışsınız, sakin bir çay bahçesinde veya bir evin avlusunda akşamüstü onun anlattıklarını dinliyormuşsunuz gibi bir hisse kapılıyorsunuz. 
3. Sfrancis atalarımızdan “inançsızlar” “iman etmeyenler” diye bahsettikçe yüzünüzde sevecen bir gülümseme meydana geliyor. Sfrancis tüm kalbiyle kendi imanına sahip çıkıyor ama öyküsünü elinden geldiğince hak gözetir bir şekilde aktardığına emin olabilirsiniz.
4. Birkaç Bizans İmparatoruna hizmet eden, onların en güvendiği elçi olan Sfrancis tarihsel olayları sıra ile anlatırken, arada bir kendi trajedisini tek bir cümle ile geçiştirirken (  “..aynı yıl oğlum daha 2 yaşına basmadan öldü. -Vay benim talihsizim, vay başıma gelenler-..”- veya yıllar sonrasını anlatırken –“..derken bir haber geldi: dünyalar güzeli kızım Tamar inançız emir’in (Fatih Sultan) sarayında bulaşıcı hastalıktan öldü. -Vah vah zavallı başıma gelenlere!- Kendisi 14 yaşında ve tam 5 aylık idi.-) vb. içiniz öyle bir burkuluyor ki...
5. İstanbul’a yaklaşan Türk tehlikesini önlemek için elinden geleni yapan dostumuz Fetih’i ve sonrasını çok sakin ve soğukkanlı bir şekilde, üstünde fazla durmadan geçiştiriyor. Birçok tarihçi bunu başka türlü açıklıyor ama bence aslında ruhunun derinlerinde bir derviş olan Sfrancis bu dünyadaki aptalca çekişmelere artık tok olduğu için böyle davranıyor. Türk,Bizans, İtalyan aslında pek fark etmiyor onun için.
6. Tarihsel olayları anlatırken sonlara doğru -artık iyice Türk hakimiyeti kaplamıştır ortalığı- Hristiyanlık doktrinleri üzerine konuşmaya başlar. Zaten çok imanlı olan dostumuz neden birden bire dini konularda yazmış ve kendi safını apaçık ilan etmiştir diye düşünürken yanıtı sonradan buldum: Meğer o dönemde hastaymış dostumuz. Herhalde ölmeden önce nasıl iman ettiği bilinsin istemiş. Zaten bir yerde şu etkileyici cümleyi söyler:”Bana atamdan miras olan inanç yeterlidir.”
7.  Dostumuz Fetih’e, Fetih öncesi ve sonrasına dair çok ilginç ve önemli bilgiler verirken nesnelliği elinden bırakmaz. Asla kin, nefret  duyguları sinmez satırlarına.
8. Talihsizliği yüzlerce yıl sürmüştür çünkü Sahte Sfrancis’in kitabını okumuştur onca araştırmacı, yazar, tarihçi. Ancak bu yüzyılda gerçek ortaya çıkmış ve Sfrancis hak ettiği yeri almıştır.
9. Kitap orjinal dili ile birlikte, çok zengin dipnotlarla ilk kez ve titiz bir şekilde orjinal dilinden (Orta Çağ Yunancası) Bizantolog Doç.Dr Levent Kayapınar tarafından çevirilip yayınlandı. Harika bir iş çıkarmış hoca.
10. “Hayatta hiçbir günah, hiçbir fiil ve hiçbir kötülük yok ki ben sefil onları fikren, sözle ve isteyerek işlememiş olayım. Başka hiçbir kimse daha once fikirleriyle, fiilleriyle ve konumuyla bu kadar günaha girmemiştir.” derv e ekler aziz Francis: “Keşke ölüm bana vaki olsaydı. Bu benim yaşadığım tüm güçlüklerin çaresi olurdu.” Huzur içinde yatsın.

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

©2012 Kitap Önerisi


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
 
9